Sadece GDO’lu soya değil, ekmeğin içine 20’den fazla katkı maddesi konuluyor. Morfin gibi bağımlılık yapan kimyasallar damar sertliği, şeker ve felç yapıyor. Erkeklerde memeleri büyütüp, kadınlarda rahim-meme kanserine neden oluyor. Her haberiyle gündeme damgasını vuran TAKVİM’den, yepyeni bir yazı dizisi daha… İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Erk, sağlıklı hayatın kapılarını açmanın yollarını TAKVİM okurları için anlattı. Prof. Dr. Osman Erk, bugün ekmekteki tehlikeye dikkat çekti. Türk insanının baş tacı olan ekmeğin karnımızı zehirle doyurduğunu söyleyen Prof. Dr. Osman Erk, günümüzde tüketilen tahıllarla, geçmişteki tahıllar arasında çok büyük farklar olduğunu vurguladı. “Genetiği değiştirilmiş, hormon ve tarım ilaçlarına boğulmuş tahıllar tehlikelidir” diyen Prof. Dr. Osman Erk, ekmek ve tahıllara ilişkin şu bilgileri verdi…
Gerçek Besin Değil
Rafine kelimesi ‘istenmeyen unsurlardan arınmış’ olarak tanımlanır. Tahıllar için bu kelime, sağlıklı unsurların tahıl tanesinden ayrıştırılarak besin değeri son derece düşük yeni bir gıda maddesinin elde edilmesidir. Tam tahıl, işlemlerden geçirilerek beyaz una dönüştürülürse bütün yararlı özelliklerini kaybeder. Beyaz un elde etmek için tam tahılın besinden zengin kabuğu soyulmakta, rüşeym tabakası uzaklaştırılmaktadır. İştah kabartan beyaz unlu mamüller vitamin ve mineral eksikliğine yol açan; bol kalorili, gerçek olmayan besinlerdir.
Kimyasal Lezzet!
Ekmek üretimi aşamasında unu beyazlatmak, tat vermek, lezzet arttırmak, doygunluk ve elastikiyet sağlamak amacı ile isimleri bilinen 20 kadar katkı maddesi kullanılıyor. Bu katkı maddeleri arasında en çok bilinen, unu beyazlatmak amacıyla kullanılan ‘benzoil peroksit’ adlı kimyasaldır. Kanserojen olan bu kimyasal ile birlikte diğer katkı maddelerinin kullanımı yasaklanmıştır. Ancak yine de kullanımı söz konusudur.
Çocuklar Tehlikede
Hijyen kurallarına bağlı kalınarak hazırlanan, hiçbir katkı maddesi içermeyen, tam buğday unundan yapılmış, ambalajlı ekmek tüketimi sağlık açısından önemlidir. Tam tahıllar ancak ölçülü miktarda tüketildiklerinde zararsızdırlar. Bir dilim tam buğday ekmeği veya 125 ml (yarım kase) yulaf ezmesi bir porsiyona karşılık gelmektedir. Sadece ekmek tüketilecekse her yemekte bir dilim tam buğday ekmeği yeterlidir. Daha fazla tahıl tüketimi başta obezite olmak üzere, şeker ve kalp hastalıklarına neden olur. Kız çocuklarında erken adet görme, meme ve serviks (Rahim ağzı kanseri) kanseri riskinde artış olabilmektedir. Tahıllar fazla miktarda lif içermelerine rağmen, glisemik indeksi ve glisemik yükü yüksek olan besinlerdir.
Büyük Göbek Tehlike Demek
Bir kişinin göbek çevresi ne kadar geniş, iç organları ne kadar yağlı ise; sağlığı o kadar bozuk demektir. Fazla tahıl tüketimi göbek ve iç organlarda yağlanmaya neden olur. Başta insülin direnci, diyabet, kalp hastalıkları, kanser ve diğer dejeneratif hastalıklar sürecinin başlaması kaçınılmazdır. Yine kadınlarda fazla östrojenin meme kanseri riskini arttırdığı bilinmektedir. Kız çocuklarında erken adet görme, meme ve serviks kanseri riskinde artış ile birlikte olabilmektedir.
Buğday Şişmanlığı
Tahıllar, özellikle buğday ve buğday ürünlerinden yapılmış besin maddeleri kan şekerini ve insülin seviyesini yükseltir. Çağın hastalığı obezite ve diyabet gelişimini kolaylaştırır. Tahıllarla birlikte fruktoz, işlenmiş et ürünleri ve hayvansal gıdalar da insülin direncine neden olarak sağlığa zarar verirler. Hayvansal ürünlerin kızartılması, uzun süre ve yüksek ısıda pişirme kanser, böbrek yetersizliği, damar sertliği, ereksiyon bozukluğu, bunama, katarakt, retinopati, göz kuruluğu cilt kırışıklıkları, erken yaşlanma gibi sağlık sorunlarının ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Buğday ve buğday ürünleri kandaki küçük LDL partiküllerini çoğaltarak bunların oksitlenmesini kolaylaştırır. Bu da diyabet, damar sertliği, koroner damar hastalığı ve inmelere yol açar. Tam tahıllardan baskın bir beslenme tarzı vücutta asit biriktirir. Kemik ve eklem sağlığını bozar
Tahıl Beyinli Nesil Yetişiyor
Genetiği değiştirilmiş, katkı maddeli tahıllar zeka gelişimini engelliyor. Prof. Dr. Osman Erk, “Küçük yaştan itibaren bu gıdalarla beslenenlerin zeka seviyeleri düşük oluyor. Yani tahıl beyinli gençler yetişiyor. Bu da ülkenin geleceğini tehdit ediyor” uyarısı yapıyor.
Morfin Etkisi Yaratıyor
Buğdayda yer alan bileşikler beyin hücrelerinin üzerlerinde var olan morfin reseptörlerine bağlanıp bir tür morfin etkisi yaratarak; kişide haz, mutluluk ve bağımlılık duygusuna neden olur. Bu nedenle buğday, arpa ve çavdarda var olan gliadin proteinlerine ‘ekzomorfinler’ adı da verilmektedir. Tam tahıl ürünlerindeki lektin proteini de beyin hücrelerindeki reseptörleri bloke eder; obeziteye ve kronik hastalıklara zemin hazırlar.
Beyaz Unun Sonu Obezite Diyabet
Ekmek, pide, makarna, pasta, kek, pizza, gevrek, kurabiye gibi çok tüketilen yiyecekler beyaz undan yapılmaktadır. Beyaz un; işlem sonrası vitamin, mineral, antioksidan ve esansiyel yağ asitlerini kaybettiği için bozulmayan, raf ömrü oldukça uzun, kolay saklanabilen bir gıdadır; lif barındırmaz ve tazeliğini uzun süre korur. İşlenmiş tahıllardan üretilen beyaz ekmek, beyaz pirinç ve makarna tatlı kategorisinde değerlendirilmelidir. Beyaz un glisemik indeksi ve glisemik yükü fazla olan bir gıdadır. Kan şeker düzeyini, insülin seviyesini arttırarak obezite, diyabet ve kalp hastalıklarına yol açar.
Beyazlatırken Zehirliyorlar
Ekmek içinde en fazla tuz bulunan gıdalardan biridir. Ekmeğin içine birçok katkı maddesi katılıyor. Ekmeği beyazlatmak için kullanılan ve yasaklanmış olan benzoil peroksit kanserojen bir kimyasaldır. Tahılların üretimi için bol miktarda tarım ilacı kullanılabilmektedir. Aflotoksin önemli bir sorundur.