Buğday ile Diyabet İlişkisine Dikkat

Şeker hastalığı ile tahıllar özellikle de buğday arasında belirgin bir ilişki var. Tahıl ürünlerinin yoğun olarak tüketilmesiyle birlikte dünyada şeker hastalığının görülmeye başlandığı bilimsel olarak ispatlanmıştır…

Fazlası İç Organları Yağlandırıyor

bugday-diyabet-gztTahıllar fazla miktarda lif içermelerine rağmen, glisemik indeksi ve glisemik yükü yüksek olan besinlerdir. Bir kişinin göbek çevresi ne kadar geniş, iç organları ne kadar yağlı ise; sağlığı o kadar bozuk demektir. Fazla tahıl tüketiminin göbek ve iç organlarda yağlanmaya neden olduğu bilimsel olarak ispatlanmıştır. Kalça ve baldırlarda biriken yağ dokusu, göbek ve iç organlarda biriken yağ dokusu kadar zararlı değildir. Bu yağ dokusu bağımsız bir endokrin organ gibi davranarak, vücutta yangıya yol açan birçok iltihabi sitokin üretimine neden olmaktadır. Yangı sonrası ise başta insülin direnci, diyabet, kalp hastalıkları, kanser ve diğer dejeneratif hastalıklar sürecinin başlaması kaçınılmazdır. Yağ dokusu bu sitokinler dışında östrojen ve prolaktin hormonları da üretebilmektedir. Östrojen erkeklerde meme büyümesine, kızların erken adet görmesine neden olmaktadır. Yine kadınlarda fazla östrojenin meme kanseri riskini arttırdığı bilinmektedir.

İnsülin Direncine Neden Oluyor

Tahılların endosperm bölümünde yoğun olarak kompleks karbonhidratlar bulunmaktadır. Buğdayın içerdiği karbonhidratların yüzde 75’i amilopektin (dallanmış glikoz zincirleri) yüzde 25 amiloz (düz glikoz zincirleri) şeklindedir. Her besinde bulunan amilopektinin yapısı, sindirim ve emilim hızı birbirinden farklıdır. Buğdayda bulunan amilopektin, amilopektin A yapısındadır, çok kolay sindirilip emildiği için glisemik indeksi ve glisemik yükü fazladır. Buğday ve buğday ürünlerinde ayrıca lektin adı verilen protein bileşikleri vardır ve bu sorunlu protein bileşikleri insülin reseptörlerine bağlanarak, insülin direncine neden olurlar ve şeker hastalığı gelişimini kolaylaştırırlar. Lektin proteinleri ayrıca bir doyma hormonu olan leptin hormonuna direnç yaratarak, doyma hissini ortadan kaldırarak, obezite ve yağlanmaya yol açarlar. Tahıllar ve özellikle buğday ve buğday ürünlerinden yapılmış besin maddelerinin kan şeker düzeyini ve insülin seviyesini basit şekerden bile daha fazla yükselterek; iç organlarda yağlanma, göbeklilik, insülin direnci, obezite ve diyabet gelişimini kolaylaştırdığı kanıtlanmıştır. Buğday ve buğday ürünleri ayrıca kanda bulunan küçük LDL partiküllerinin miktarını arttırarak ve bunların oksitlenmesini kolaylaştırarak şeker hastalığı ile birlikte damar sertliğine, koroner damar hastalığına ve inmelere yol açabilirler.

Kemik Sağlığını da Bozuyor

Başta buğday ve yulaf olmak üzere tam tahıllardan baskın bir beslenme tarzı vücutta asit birikimine neden olmaktadır. Asidik karakterde tek bitkisel gıda tahıllardır. Kemiklerde bulunan kalsiyum ve fosfor, asidik saldırılara karşı kanın pH değerinin korumasına destek olurlar. Kemik ve dişlerdeki bu iki mineral, kanın pH değerini korumaya yönelik tampon maddelerdir. Tam tahılların ağırlıklı olduğu, bazik karakterde sebze ve meyvelerden fakir bir beslenme kemik sağlığını bozar, kemiklerin yoğun ve güçlü olmasını engeller, osteoporoza (kemik erimesi) neden olur. Sebze ve meyveler bazik karakterde (alkali) olduğu için kan pH’sını dengelerken, tahıllarla birlikte hayvansal proteinlerden zengin bir beslenme asidik karakterde bir beslenme tarzıdır ve sağlıksızdır. Kemik sağlığını korumak için sebze ve meyve ağırlıklı, tahılların ve hayvansal gıdaların azınlıkta olduğu bir beslenme rejimi son derece önemlidir. Tahılların neden olduğu göbek ve iç organlardaki yağ dokusunun salgıladığı sitokinlerin yol açtığı yangı hali de osteoporoza neden olur, kemik ve eklem sağlığını olumsuz etkiler.