Vücudunuzu Tatlandırıcılarla Kandırmayın

Normal kiloya sahip olan kişilerin kilolarını muhafaza etmek, obezlerin zayıflamak, diyabetik hastaların da kan şekerlerini düşürmek için kullandığı tatlandırıcılar son derece sakıncalı… Çünkü vücudun fizyolojik ve hormonal dengesini bozuyor…

“Bütün tatlandırıcılar toksin sayılmalıdır, zayıflatmaz aksine kilo aldırır” diyen İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, bu konuda bilinmesi gerekenleri anlattı…

Kan Şekerini Düşürüp, Acıktırırtatlandirici-gzt

Yapay tatlandırıcılar ve şeker ilaveleri “diyabet dostu” ve “sağlık dostu” olarak lanse edilmesine rağmen insan sağlığını olumsuz etkilemeye devam ediyor… Tatlandırıcı ağza alınır alınmaz, tat alma refleksinin harekete geçmesiyle vücut çok fazla glikoz aldığını zannederek kanda ani insülin yüksekliği ortaya çıkar. Tıpkı fazla miktarda beyaz şeker ve nişasta alımında olduğu gibi, tatlandırıcı alımı sonrası ortaya çıkan ani insülin yüksekliği kan glikoz düzeyini düşürerek açlık hissinin ortaya çıkışına neden olur, kişi bir şeyler yeme ihtiyacı duyar. İnsülin bilindiği gibi yağ yakılmasını önleyen ve vücutta yağ depolanmasına neden olan bir hormondur. Kronik insülin yüksekliği başta kalp hastalıkları olmak üzere diyabet, hipertansiyon, metabolik sendrom, kanser gibi pek çok hastalığın sebeplerinden biridir. Gıda ürünlerinden yağın ve şekerin çıkarılarak yerine tatlandırıcıların, hacim ve dolgu maddelerinin, koruyucuların ilave edilmesi obezite ve diyabet sorunlarını çözmemiş, aksine bu hastalıkların salgın haline dönüşmesine yol açmıştır. Rafine şeker kullanımının azaltılması gereği herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Rafine şekerden tatlandırıcılara geçiş yapmak, obezite ve metabolik hastalıkların artışına neden olmuştur. Bu yapay tatlandırıcılar metabolizmayı yavaşlatarak kilo alımını kolaylaştırır. Tatlandırıcılar beynin hipotalamus bölgesinde bulunan tokluk merkezine zarar vererek tokluk hormonu olan leptin reseptörlerinin işleyişini bozarlar ve leptin direnci oluşarak vücudun hormonal sistemi zarar görür. Sonuçta yapay tatlandırıcılar güçlü kimyasallar içeren sentetik maddelerdir.

Her Çeşit Hazır Gıdada Var

Tatlandırıcıların büyük bir kısmı sıvı ve katı gıda maddeleri içinde katkı maddesi olarak bulunurken, ancak küçük bir kısmı sağlık nedenleri ile tatlandırıcı olarak kullanılmaktadır. Marketlerde satılan binlerce hazır yiyecek ve içecek içinde tatlandırıcılar ve fruktozdan zengin mısır şurubu yer almaktadır. Diyet kolalar, meyve suları, sodalar, sütler, bira, meyve şarapları, sakız, yoğurt, baklava, börek, pasta, kek, reçel, marmelat, helva, sütlü tatlılar, çorba, ketçap, konserveler, çikolata, çerez, şekerlemeler bunların bazılarıdır. Türkiye’de marketlerde satılan yiyecek ve içeceklerin içinde ne kadar yapay tatlandırıcı olduğu etiketlerde belirtilmemektedir. Sıfır kalori içerdiği söylenen yapay ve doğal tatlandırıcıların, bilinenin ve düşünülenin aksine şişmanlık ve diğer metabolik hastalıklara yol açtığı bilinmektedir. Tatlandırıcılar metabolizma hızını yavaşlatır ve hücre içindeki mitokondri fonksiyonlarını bozarlar.

Depresyona Yol Açabilir

Genel olarak bütün tatlandırıcılar; beyinde serotonin adı verilen, sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan kimyasal madde miktarını düşürerek depresyona neden olabilirler. Serotonin sentezi için triptofan adlı esansiyel bir aminoaside ihtiyaç vardır. İnsülin salgılanması ve tokluk hormonu olan leptin direncine neden olmaları; beyinde serotonin miktarını düşürmeleri ve kanserojen olabilen bazı bileşiklere dönüşebilmeleri gibi nedenlerle tatlandırıcılardan uzak durulmalıdır.

Bağımlılık da Yapıyor

Rafine şeker, aspartam, sukraloz, sakarin gibi yapay tatlandırıcılar diyette asla yer almamalıdır. Yapay tatlandırıcılar tıpkı şeker gibi bağımlılık yapabilen kimyasallardır. Yapay tatlandırıcıların zayıflamaya yardımcı olduğu düşünülür fakat en önemli yan etkileri artan karbonhidrat isteği ve ihtiyacıdır. Yapay tatlandırıcılardan uzak durmak kişinin kilo vermesine yardımcıdır.