Ağrı Kesiciler Masum Olmayabilir

Ani olarak ortaya çıkan akut ağrılar toplumun %5-10 kadarını etkilerken, kronik ağrı öncelikle yaşlılarda nüfusun %50 kadarını etkilemektedir. Ağrıların en sık nedeni iskelet ve kas sistemine ait ağrılardır. Ağrı sık karşılaşılan tıbbi bir sorun olmasına rağmen, altta yatan nedenleri tam olarak değerlendirilmeden yetersiz tedavi edilmektedir.

Ağrı önemli bir alarm belirtisidir ve dikkatle değerlendirilmelidir. Ağrının nedenini ortaya koymadan yapılacak tedavi yanlış ve yetersiz olabilir. İskelet ve kas ağrıları dışındaki ağrılar önemli hayati hastalıkların belirtisi olabilir. Göğüs ağrısı kalp krizinin; göğüste yan bölgede ağrı zatürrenin; şiddetli baş ağrısı beyin tümörünün belirtisi olabilir. Ağrı ortaya çıktığında en sık kullanılan ilaçlar antiromatizmal ilaçlar denilen bir grup ilaçtır. Bu grup ilaçların antiromatizmal, ağrı kesici, ateş düşürücü özellikleri vardır fakat yan etkileri çok fazla olan ilaçlardır. Gereksiz, yüksek doz ve uzun süre kullanılmasından sakınılmalıdır.

Bu grup ilaçlar başta böbrekler, karaciğer, kalp, akciğer, mide-barsak sistemi ve beyin olmak üzere bütün organlara ait yan etki profiline sahiptir. Akut böbrek yetersizliği, karaciğer hasarı, mide-barsak kanamaları bunlardan bazılarıdır. Bu grup ilaçlar her zaman ağrı açısından ikinci grup ilaçlar olarak kabul edilmektedir. Ağrılı bir durum karşısında yan etki profili oldukça düşük olan parasetamol grubu ilaçlar tercih edilmelidir. Bu grup ilaçlar da ağrı kesici ve ateş düşürücüdür ve günde 3 gr’dan daha düşük dozlar güvenli kabul edilmektedir. Pratikte sık olarak karşılaşılan diz, dirsek, el bileği ağrıları gibi durumlarda antiromatizmal ilaçların jel ve pomad formları kullanılabilir. Bu tür ilaçların yan etkileri oldukça az ve etkileri yeterlidir. Sonuç olarak antiromatizmal olarak bilinen ilaç grubu ağrı tedavisinde birinci değil ikinci seçenek olmalıdır.