Yediğiniz İçtiğiniz ve Çevreniz Kadar Sağlıklısınız

Prof. Dr. Osman Erk yeni kitabında sağlıklı ve uzun yaşamın sırlarını anlattı…

cevrevesaglik-gztİstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi olan İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk “tüm hastalıkların sebebi beslenme ve yaşam biçimidir” tezini savunuyor… Bu yüzden son 3 yıldır beslenme üzerine yoğunlaşan Erk çalışmalarını ‘Sağlığını Yeniden Keşfet’ ismiyle kitap haline getirdi… Prof. Dr. Osman Erk ile sağlıklı ve uzun yaşam kılavuzu niteliğindeki kitabı hakkında konuştuk…

Neyi amaçladınız kitabınızı yazarken?

Bütün hastalıkların beslenme ve yaşam tarzıyla direkt ilgili olduğunu artık biliyoruz. Yaşam tarzı derken stres uyku gerginlik acelecilik sabırsızlık her şeyin bir an önce olmasını isteme gibi sebepler. Toksinler çok önemli hayatımızda. Toksinlerin farkına varmak zorundayız. Evlerin içi toksinlerle dolu. Dünya Çevre Ajansı da bildirdi. Hastalıkların %3’ü kadarının nedeni ev içi toksinler. Bu da ölüm nedenleri içinde ilk 10’dan sonra geliyor. Beslenme konusu ise tüm dünyada ve Türkiye’de de ihmal ediliyor. Son 10 yıldır beslenme konusuyla hastalıkların direkt ilgili olduğu bütün bilimsel araştırmalarla anlaşıldıktan sonra ben de adi hastalıklar dışında ilgimi bu alana kaydırdım. Hekimlik tecrübemle bu konuya eğildim. Son 3 yıldır da bu kitap için hazırlık yapıyordum. Benim amacım bu kitap okunduğunda vatandaşın neyi yerse sağlıksız neyi yemezse sağlıklı olmasını öğrenmesiydi Buna göre de kendi sağlıklı beslenme biçimini oluşturacaklar. Tiroid, kansızlık, karaciğer yağlanması, kanser, gut hastalığı, meme dahil temel bir başvuru kitabı aslında. Temel doğrulan insanlara sunduktan sonra seçenekleri insanlara bırakmak lazım. Temel bilgilerin farkına varılması lazım önce.

İnsanlar Yanlış Yönlendirildi

Beslenmede acaba hangi hataları yapıyoruz?

Beslenmede en büyük sorun bilgisizlik ve bilinç eksikliğidir. İnsanların aslında beslenme konusunda çok fazla bir seçenekleri olmadı. Çocukluk ve gençlik dönemlerinde beslenme iyi niyetli anne ve babalar; yetişkin dönemde ise sadece kar amacı güden gıda hayvancılık ve tarım endüstrisini reklamları ile yanlış yönlendirildi. Kaliteli ve sağlıklı beslenme olanakları olmasına rağmen insanlar bol kalori içeren fakat içinde gerçek besin barındırmayan fastfood yiyeceklere, rafine şekere, rafine una, margarinlere, trans yağlara, kolalı içeceklere, işlenmiş et ürünlerine, toksik hayvansal proteinlere yönlendirildi. Sağlıklı bir beslenme rejiminin temel unsuru olan sebze ve meyvelere, kuruyemiş ve baklagillere ise çok az yer verildi. Başta hekimler olmak üzere bilim insanları, merkezi ve yerel otoriteler, kimya sektörü bu konuda üzerine düşen görevleri yerine getirmekte yetersiz kaldı.