Oruç Tutmak Gençleştiriyor

11 ayın sultanı Ramazan yarın başlıyor. Prof. Dr. Osman Erk, iftarda-sahurda neler yenilmesi gerektiğinden, orucun sağlığa faydalarına kadar pek çok konuyu TAKVİM okurları için anlatıyor. Prof. Dr. Osman Erk, ‘Gençleşmek isteyenler oruç tutsun’ diyor…

TK19[806]Her haberiyle gündeme damgasını vuran TAKVİM, okurları için dev bir yazı dizisi daha hazırladı. İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilini Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Erk, Ramazan ayına özel önerilerini bugün başlayan yazı dizisinde kaleme aldı.

Prof. Dr. Erk, yaklaşık 17 saatlik oruç süresinde kimlerin oruç tutup kimlerin tutamayacağını, iftarda-sahurda nasıl beslenmek gerektiğini ve orucun faydalarını anlattı. Oruç tutmanın kalbi besleyip, yaşlılık genlerini baskıladığını söyleyen Prof. Dr. Erk, “Oruç tutarak bütün organlarınızı dinlendireceksiniz. Gençleşeceksiniz” dedi. Prof. Dr. Erk, soluksuz takip edeceğiniz dizinin bugünkü bölümünde orucun faydalarını şöyle anlattı…

Organlar Dinleniyor

Vücudumuz belirli süreler boyunca hiçbir şey yememeye ve içmemeye dayanıklıdır. Belirli süreler aç kalmak; vücudu dinlendirerek, toksinlerden arındırarak ve daha az kalori tüketmeyi sağlayarak sağlığa yararlıdır. Her gece aslında vücudumuzu aç bırakarak bir şekilde dinlendirmiş ve bir nevi oruç tutmuş oluyoruz, 3 ana öğün ve ara atıştırmalarla üzerine çok fazla yük binen, sürekli çalışarak yorulan ve zorlanan özellikle mide, bağırsak sistemimiz, safra kesesi, karaciğer ve pankreas, oruç esnasında dinlenerek sağlıklı hale gelir. Mide ve bağırsaklarda yerleşmiş olan bağışıklık sistemi kendini toparlar ve aktifleşir.

Büyüme Hormonunu Arttırır

Yaşlanma ile birlikte 30’lu yaşlarda azalan büyüme hormonunun seviyesi, oruç ile birlikte giderek artar. Büyüme hormonu kas ve kemik gelişimini arttıran, yağ dokusunu azaltan önemli bir hormondur.

Yaşlılık Genleri Devre Dışı Kalır

IGF-1 (insüline benzer büyüme faktörü) ve kalori kısıtlaması ile yaşlanmayı kontrol eden genler (daf2) devre dışı kalır, gençlik genleri (SIRT3) uyarılır.

Yeni Popüler Diyetler Orucu Taklit Eder

Mevcut diyetlerin hemen hepsi uzun vadede işe yaramaz, kalori kısıtlaması ile kaybedilen kilolar daha fazlası ile tekrar geri alınır. Son zamanlarda gözde olan ve sağlığa yararlı sonuçlar ortaya koyan 8 saat diyeti (The 8 hour diet) tuttuğumuz oruca çok benzeyen bir diyet şeklidir. Bu diyette kişi günlük beslenmesini 8 saatlik bir zaman diliminde yapar ve geri kalan 16 saatlik dönemde hiçbir şey yemez, sadece su ve çay içebilir. Akşam saat 8’den ertesi gün saat 12’ye kadar hiçbir şey yenmez, kahvaltı atlanmış olur. Bu arada vücut yağ yakma moduna girer ve sağlığa faydalı etkiler ortaya çıkar.

Kansere Karşı Koruma Sağlar  

IGF-1; başta meme, prostat, yumurtalık, kolon kanserleri olmak üzere pek çok kanser türünü uyaran bir hormondur. Hayvansal gıdalar ve rafine yağlar, fazla kalori bu hormonun artmasına neden olur. Kansere eğilim de artar. Oruç sırasında vücut yağ yakma moduna girer; yaşlanmış, hasara uğramış, dejenere olmuş hücreler ortadan kalkar. Yerine genç ve dinamik yeni hücreler gelir.

Beyin Hücreleri Yenilenir

Oruçla birlikte beyin hücrelerinde nörotrofik faktörler denilen (BDNF) kimyasal maddeler artar. Bu nedenle beyin hücreleri yenilenir. Beyin hücrelerinde bulunan mitokondri adı verilen enerji santrallerinin sayı ve kapasiteleri artar. Bunama ve Parkinson gibi hastalıklara karşı koruyucu etki ortaya çıkar.

İnsülin Direnci Düşer Kilo Vermek Kolaylaşır

Oruç süresince kan şekeri ve insülin düzeyleri azalır; pankreas dinlenme durumuna geçer, vücudun bütün dokularında insüline hassasiyet ortaya çıkar. Orucun ilerleyen saatlerinde karaciğer ve kaslarda depolanan glikojen (depo şeker) biter ve vücut glikoz yerine yağ yakma moduna girer. Kan yağları, karaciğerde depolanan yağlar ve karında biriken yağlar yakılmaya başlar ve kilo verilir.

Kalbi Destekler

Oruç ile birlikte kan şekeri, kan yağları, kötü kolesterol, tansiyon ve kalp-damar hastalıkları ile kanser başta olmak üzere pek çok hastalığa yol açan inflamasyon (yangı) göstergeleri olan hsCRP, homosistein ve interlökin seviyeleri vücutta düşmeye başlar.