KabuSUmuz Oldu

İster damacanadan veya plastik şişeden olsun isterse musluktan; içtiğimiz suların hepsi sağlığımızı bozuyor. Kanser başta olmak üzere Alzheimer, Parkinson ve ALS gibi hayati tehdit yaratan birçok ciddi hastalığa zemin hazırlıyor. Kanser kabusundan korkanlar ne yiyip ne içeceğini bilemez hale geldi. İlaçlı, hormonlu gıdalar bir yana; Prof. Dr. Osman Erk, içtiğimiz sulara dikkat çekerek, ciddi uyarılarda bulundu. Damacanalarda ve pet şişelerde satılan suların masum olmadığını söyleyen Prof. Dr. Erk, “Plastik damacanaların sıcak su ile yıkanması, içi doluyken güneşe maruz bırakılması Bisfenol A denilen bir kimyasalı suya geçiriyor. İçme suyundan vücuda giren bu kimyasal çocuklarda büyümeyi engelliyor, erkeklerde kısırlığa neden oluyor. Aynı zamanda tiroid fonksiyonlarını bozuyor, göğüs ve prostat kanserine yol açıyor” dedi. Prof. Dr. Osman Erk, musluklardan akan suyun da temiz olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

Kesinlikle İçmeyin

kabusumuzoldu-gztZararlı mikroorganizmaları öldürmek için suya konulan klor ve klorun sudaki organik maddelerle birleşmesi sonucu ortaya çıkan ‘trihalometan’ adlı kimyasallar kanserojen özellik gösteriyor. Klor güvenli ve sağlıklı olduğundan değil, ucuz olduğu için tercih ediliyor. Yapılan çalışmalarla klorlu şebeke suyu kullananlarda, klorlu su kullanmayanlara göre kanser riskinin arttığı görülmüştür. Şebeke sularının kesinlikle içilmemesi gerekiyor.

Alzheimer Nedeni

Renksiz, kokusuz, tamamen sağlıklı olması gereken şebeke suyu ne yazık ki, endüstriyel kimyasallar, zirai tarım ilaçları, atıklar, kanalizasyon suları, petrol ürünleri ile de kirletiliyor.  Şebeke sularının tortulaşmasını ve organik maddelerden arınmasını sağlamak için sulara eklenen alüminyum da toksik maddedir. Alüminyum özellikle Alzheimer, Parkinson ve ALS gibi hastalıklara yol açar. Suların evlere ulaşmasını sağlayan boru ve tanklardaki dökülmeler sonucu yapılarında var olan kurşun, kadmiyum, bakır, asbest, çinko, demir, nikel gibi ağır metaller de sulara bulaşabilir. Bu ağır metaller insülin direnci ve diyabete neden olur. Meyve suları ve diğer içecekler genellikle musluk suyundan yapıldığı için bu toksik bileşikleri barındırır. Sadece büyükleri değil, küçük bedenlerin de geleceklerini bitirir.

Deterjanlar Temizlemez Kirletir!

Kanserojen bir madde olan arsenik, suya, havaya, toprağa karışıp vücudumuza giriyor. Bu zehir birçok deri hastalığı, nörolojik ve kalp rahatsızlığına neden oluyor. Arsenikli antibiyotiklerle beslenen hayvanların etleri de hepimizi yavaş yavaş zehirliyor.

Deodorantlar Kanserojen

Özellikle yaz aylarında kadınların çantasından eksik etmediği deodorantlara dikkat! Bu deodorantların büyük kısmında alüminyum kullanılıyor. Alüminyumun kanserojen ve nörotoksik bir bileşik olduğunu söyleyen Prof. Dr. Osman Erk, “Satın aldığınız ürünün içeriğine bakın” diye uyarıyor. Prof. Dr. Erk, evlerdeki kanserojenleri şöyle anlatıyor: Deterjanlar en tehlikeli kimyasal maddeleri içinde gizleyen, insan ve çevre sağlığına zarar veren ürünlerdir. Çamaşır ve bulaşık deterjanlarındaki fosfat kaplarda kaldığında zehirlenmelere neden olur. Bulaşık deterjanlarındaki klor; furan ve dioksin gibi kanserojen bileşiklerin ortaya çıkmasına neden olur. Banyo ve tuvaletlerde kullanılan temizleyici ürünlerin içinde zehirli kimyasallar vardır.

Evdeki Toksinler Tepeden Tırnağa Hasta Ediyor

kabusumuzoldu-gzt2Dışarıdan hava, su, gıdalar, giysiler, kişisel bakım ürünleri, temizlik malzemeleri, mobilyalar gibi birçok madde ile aldığımız kimyasal toksik ürünler kanser de dahil pek çok hastalığa neden oluyor. Toksinlerin olumsuz etkileri uzun sürede yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Yorgunluk, davranış bozuklukları, alerjik reaksiyonlar, zeka geriliği, cilt hastalıkları bu maddenin etkisiyle oluşuyor. Prof. Dr. Osman Erk, evlerdeki zehirleri şöyle sıralıyor: İçme sularında bulunan en önemli toksik maddelerden biri de arseniktir.  Etinin daha pembe ve çekici görünmesi için hayvanlara da arsenikli antibiyotikler verilir. Kokusuz, tatsız, renksiz radyoaktif bir gaz olan radon gazı, akciğer kanseri yapar. Bu gaz, binaların üzerinde yapıldığı taş ve kayalardan sızarak evlere girer. Halılar fazla kimyasal içerir. Halılarda klozetlerden binlerce kat daha fazla bakteri, küf ve mantar vardır. Çocukların yeni halı üzerinde oynamasına izin verilmemelidir. Halılar deterjanlarla değil, sirkeli su ile temizlenmelidir. Yeni mobilyalardaki formaldehit de sağlığı bozar. Kuru temizlemede yapılan giysilerden uçucu kanserojen olan tetrakloretilen yayılır. Oda spreyi, yeni boyanmış duvar, mobilya ve arabalar da kanserojen bileşikleri içerir.

Ev Kadınları Erken Ölüyor!

Tüm gününü toksik maddeli kimyasallarla evde temizlik yaparak geçiren ev kadınlarının kanserden ölüm oranı, çalışan kadınların iki katıdır. Yaygın görülen burun akıntısı, göz yaşarması, yorgunluk, baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, üst solunum yolu infeksiyonu, cilt bozuklukları gibi rahatsızlıklar, ev içi hava kirliliğine neden olan kimyasallar yüzünden ortaya çıkar. Çocuklarda alerjik hastalıklar ve astım; yetişkinlerde kanser ve diğer kronik hastalıklar ev içi kirliliğin esiridir.

Plastik Hayat Bitik!

Plastikten yapılmış şişeler, konserve kutuları, süt ve meyve kutuları birçok zehirli maddeyi barındırıyor. Suni köpükten yapılan tek kullanımlık mutfak gereçlerindeki stiren maddesi kanserojen etki gösteriyor. Plastik malzemelerdeki Bisfenol A adlı bileşen de kansere davetiye çıkartıyor. Plastik su şişelerinin yanı sıra yiyecek içecek saklanan plastik kaplarda ve içme sularında bulunan Bisfenol A, insülin direnci, obezite ve diyabete de yol açıyor. Hormonları bozuyor.