Ne Kadar Sağlıklı Besleniyoruz?

Yediğimiz besinlerden yeterince vitamin ve mineral alabiliyor muyuz? Besin takviyelerine ihtiyacımız var mı? İşte Prof. Dr. Erk’in bu sorulara verdiği yanıt. Dengeli beslenme sağlıklı yaşamın olmazsa olmazıdır. Ancak günümüzde bunu gerçekleştirmenin zor olduğunu belirten İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, özellikle vitamin ve mineral almamızı engelleyen nedenleri şöyle anlattı…

İşlenmiş Gıdalara Dikkat!

İhtiyacımız olan bütün gıdaları beslenme yoluyla almamız mümkün değil. Tamamen sağlıklı beslenmek günümüzde bir efsaneden ibarettir. Ancak çok az kişi böyle bir diyeti başarıyla sürdürebilir. Başta işlenmiş şeker, beyaz un, fruktozdan zengin mısır şurubu, tatlılar, alkollü içecekler, konserve ürünler, fast-food yiyecekler tüketen kişilerde bir veya daha fazla besin eksikliğinin ortaya çıkması kaçınılmazdır. Ne kadar çok işlenmiş gıda tüketilirse o kadar vitamin ve mineral eksikliği ortaya çıkar.

Hangi Gıdalar Sağlıklı Hangileri Sağlıksız?

Sağlıklı ve uzun yaşamın en temel kuralı taze, organik, bütün, temiz, yerel, çiğ ve işlenmemiş, mevsimsel büyük çoğunlukla bitkisel besinleri tüketmektir. Günümüzün temel beslenme düzeninde ise rafine şeker, rafine un, rafine yağ, rafine tuz, yapay aromalar, tatlandırıcı, koruyucu ve boyalarla hazırlanan işlenmiş gıdalar vardır. Bu beslenme düzeni başta obezite, diyabet, kalp damar hastalıkları ve kanser için adeta davetiye çıkartır.

Kronik Hastalıkların Sebebi Besin Eksikliğidir

Modern tarım uygulamaları, yoğun ve verimsiz topraklar, yanlış ürün rotasyonları, kimyasal gübreler, bol miktarda kullanılan tarım ilaçları, asit yağmurları gibi nedenlerle toprakların besin kalitesi çok azalmıştır. Vitamin ve mineraller oldukça hassas bileşiklerdir. Hem bitkisel hem de hayvansal gıdaların çiftliklerden, depolara, fabrikalara, marketlere gidişi sırasında vitamin ve minerallerin büyük bir kısmı ortadan kalkar. Erken hasat, depolama, saklama, nakliye, işleme ve pişirme ile vitamin ve mineraller büyük ölçüde eksilir. Marketten eve geldikten sonra da buzdolabında veya derin dondurucuda bekletilen, yüksek ısıda pişirilen veya kızartılan gıdaların vitamin ve mineralleri azalmaya devam eder. Sonuçta oldukça lezzetli görünebilen fakat hiçbir besin değeri olmayan gıdalar sofraya gelir ve tüketilir. Bol kalori alınır fakat vitamin ve mineraller eksiktir. Bu da insanların neredeyse 3/4’ünde var olan en az bir kronik hastalığın temel sebebidir.

Besin Takviyesi Alınmalı mı?

Besin takviyelerine ihtiyaç vardır ancak doktor önerisiyle kullanılmalıdır. Bunlar kaliteli, performans artıran, sağlıklı yaşlanmaya katkıda bulunan, kronik hastalıkları ve akut enfeksiyonları önleyen özellikte olmalıdır. Özel bir neden yoksa vitamin hapında hayvansal kaynaklı A vitamini, demir, bakır bulunmamalıdır. Sentetik değil doğal kaynaklardan elde edilen vitaminler tercih edilmelidir.

Bu takviyeler 400 İÜ E vitamini, 400 mikrogram folik asit, 50 mikrogram B12 vitamini, 400-1000 İÜ D vitamini, 200-1000 miligram C vitamini, 1000-1500 miligram kalsiyum, 200-400 miligram magnezyum, 100-200 mikrogram selenyum, 10-15 miligram çinko içermelidir.